Beyaz ayı sendromu bazı düşünceleri bastırmaya çalışırken onlara daha fazla odaklanmamıza neden olan bir paradoksu ifade eder. Bu durum Tolstoy’un bir oyununda ve Dostoyevski’nin eserlerinde işlenmiştir. Örneğin, Tolstoy’un oyununda bir karakter, kardeşine beyaz bir ayıyı düşünmemesini söyler ancak bu, kardeşin sürekli olarak beyaz ayıyı düşünmesine neden olur. Benzer şekilde Dostoyevski’nin ‘Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları’ eserinde de okuyucuya kutup ayısını düşünmemesi istenir ancak bu istek tam tersi bir etki yaratır. Bu durumların analiz edilmesi, düşünmemeyi düşünmenin zihinde nasıl bir çelişki yarattığını ortaya koyar.
Düşünmemeyi Düşünmenin Paradoksu
Psikolog Daniel Wegner, bu konuyu derinlemesine inceledikten sonra ‘beyaz ayı sendromu’ terimini ortaya atmıştır. Wegner ve diğer psikologlar insanların belirli bir düşünceden kaçınmaya çalışırken bu düşüncenin aslında daha güçlendiğini ve zihinlerinde sıkışıp kaldığını gözlemlemişlerdir. Zihin bir düşünceyi bastırmaya çalışırken, bu çaba zihni daha da karmaşık bir hâle sokar ve bir kısır döngü oluşturur.
Zihin Üzerinde Kontrol Çabasının Paradoksal Etkisi
Bu sendromun ardında yatan ana neden zihin üzerinde kontrol kurma çabasının paradoksal etkisi olarak açıklanabilir. Kişi, istenmeyen bir düşüncenin üstesinden gelmeye çalışırken, bu düşünce daha belirgin hâle gelir.
Tek Bir Odağa Yönelerek Kısır Döngüyü Kırma
Bu kısır döngüyü kırmak için aynı anda birçok iş yapmak yerine tek bir şeye odaklanmak veya düşünceyi bilinçli olarak düşünüp kontrol altına almak faydalı olabilir. Düşünce odağını değiştirmek ve istenmeyen düşünceleri daha az düşünmek sendromun etkilerinden kurtulmak adına atılacak adımlar arasında yer alır.
Kaynak: GulfNews , Simply Psychology