“Acıyı çeken bilir!”. Bu deyiş erkeklerin ve kadınların kendi yaşadıkları acıların büyüklüğünü tartışmaları için sıkça kullanılan bir başlangıç noktasıdır. Ancak bu tartışmada bilimsel bir sonuca varmak zordur. Peki gerçekte hangi durum daha fazla acıya neden olur? Doğum yapmak mı, yoksa testise alınan bir darbe mi?
Acı Birimi ve İnsan Vücudunun Dayanıklılığı
Bilim insanlarına göre insan vücudu yaklaşık 45 del (acı birimi) ağrıya dayanabilir. Ancak bir kadın doğum sırasında ortalama 57 del ağrı hisseder, bu da yaklaşık 20 kemiğin kırılmasıyla eşdeğer bir acıdır. Diğer yandan testise alınan bir tekme tahminlere göre 9000 del’den fazla ağrıya neden olabilir. Fakat bu sayılar acının karmaşık doğasını tam olarak yansıtmayabilir.
Nosiseptörler ve Acının Algılanması
Vücudumuzda acıyı algılayan nosiseptörler adı verilen sinir hücreleri bulunur. Bu hücreler belirli bir ağrı eşiği aşıldığında aktif hale gelir. Nosiseptörler beyne ve omuriliğe hızlı yanıtlar göndererek keskin ve ani ağrı üretir. Erkeklerde testisler vücudun dışında yer aldığı için diğer organlara kıyasla daha az korunmalıdır ve acıya son derece duyarlıdır. Testislerdeki nosiseptörlerin yoğunluğu vurulduğunda ağrının karın bölgesine yayılmasına neden olur.
Doğum Sancıları ve Süresi
Doğum sırasında rahim bölgesindeki mekanik gerilme de nosiseptörleri tetikler. Bu durum doğum sancısının bulantı, yorgunluk ve ağrı ile birleştiği zorlu bir süreci başlatır. Doğum sancıları kas ve dokulardaki gerilmeler arttıkça şiddetlenir ve genellikle ortalama 8 saat sürer.
Ancak ağrı yalnızca fiziksel bir tepki değildir; aynı zamanda algısal ve öznel bir boyutu vardır. Her birey ağrıyı farklı şekillerde algılar. Ağrı hissi kişinin ruhsal durumu, uyku düzeni ve geçmiş deneyimlere göre değişiklik gösterebilir. Sonuç olarak doğum yapmak ve testise alınan darbe, her kişi için farklı ağrı seviyelerine neden olabilir. Sonuçta bu karşılaştırmada net bir kazanan yoktur; her iki durum da kişiye göre değişen şiddetli acılar sunar.
Kaynak: The Infographics Show