Dünyamız yıllık 2.12 milyar ton katı atıkla baş etmeye çalışıyor. Bu atıklar arasında yiyecekler, kağıtlar, metaller, camlar ve plastikler bulunuyor. Üretilen bu kadar atığın büyük bir kısmı açık alanlarda çürümeye veya yakılmaya terk ediliyor. Ancak bu süreçlerin hem çevresel hem de sağlık üzerindeki zararları büyük olabiliyor.
Türkiye’nin Çöp Yakma Pratiği
Türkiye, ne yazık ki diğer ülkelerden çöp alarak bunları yakma pratiğiyle tanınıyor. Bu işlem diğer ülkelerin çevrelerini ve halklarını korumak adına yapılsa da bizim çevremiz ve sağlığımız üzerinde ciddi etkiler bırakıyor. Çöpler yakıldıkça ortaya çıkan kimyasallar hem insan sağlığına hem de doğaya zarar veriyor. Örneğin 131 milyon ton atık yakıldığında 95 milyon ton karbondioksit üretiliyor ve bu durum sera gazı emisyonlarını artırıyor.
Bireysel Çabalar ve Çevresel Etkiler
Bireysel çabalar atık miktarını azaltarak çevreye büyük faydalar sağlayabilir. Atıklarımızı azaltma ve geri dönüştürme konusunda daha bilinçli davranabiliriz. Peki atıklarımızı yanardağa atarsak ne olur? Bu yöntem başta etkili gibi görünse de yanardağların metalleri eritmek için gerekli olan 1500 derece sıcaklığa ulaşamaması gibi teknik sorunlar içerir. Ayrıca yanardağlar da çöp yakma tesisleri gibi zararlı kimyasalları atmosfere salar. Yani yanardağlarda atık imhası diğer yöntemler kadar zararlı sonuçlar doğurabilir.
Sonuç olarak çöplerimizi azaltmayı ve mümkün olduğunca geri dönüştürmeyi hedeflemeliyiz. Çevremizi korumak ve sağlıklı bir dünya için bu adımlar hayati önem taşımaktadır. Yanardağlar gibi radikal yöntemler yerine sürdürülebilir ve çevre dostu çözümlere yönelmek en doğrusu olacaktır.